Sadece Konuşma Yaparak Neden İngilizce Öğrenemeyiz?
- 20 Ara 2022
- 2 dakikada okunur

Öncelikle madem sadece konuşarak öğrenemiyoruz neden birinci sınıfta daha okuma yazma bilmeyen çocuklar Türkçe konuşabiliyor diye sorulabilir. Bu sorunun cevabı aslında İngilizcenin bizim için yabancı bir dil olmasıyla bağlantılı. Eğer doğuştan öğrenmeye başlasaydık zaten böyle bir yaklaşımla öğrenecektik. Duyarak ve konuşarak.
Fakat ilerleyen yaşlarda sadece bu tarz yaklaşımlar benimsemek aslında bizi yavaşlatacaktır.
Sadece speaking nasıl yavaşlatabilir ki?
Yetişkinler olarak zaten okuma ve yazma gibi çocuklara göre iki tane fazladan becerimiz var. Bu becerileri bir kenara atıp sadece dinleme ve konuşmaya odaklanmak aslında kaynaklarımızı verimli kullanmadığımız anlamına gelir. Hedefimiz elimizdeki ile en iyiye ulaşmak.
Genel olarak katılımcılarımızdan duyduğumuz veya kimi zaman kendimiz de tecrübe ettiğimiz üzere, sadece konuşma yapılan 50 dakikalık bir derste konuşma içinde geçen yeni kelimeleri hatırlama oranımız çok daha az.
İngilizce kelime nasıl öğrenilir?
Zihnimizin çalışma yapısına biraz değinelim. Gün içinde yüzlerce belki binlerce bilgi akışı yaşıyoruz. Hepsini hatırlıyor muyuz? Tabi ki hayır. Çünkü beynimiz bu bilgileri “gerekli” ve “gereksiz” olarak iki kategoriye ayırıyor ve uzun dönem hafızaya geçirip geçirmeyeceğine karar veriyor. Doğru tahmin ettiniz, yabancı dildeki kelimelerin büyük bir kısmı beynimiz tarafından gereksiz olarak algılanıyor. Şu anda size “plusieurs” diye Fransızca bir kelime versek, yazının sonunda onu hatırlama ihtimaliniz çok daha düşük olacaktır. Çünkü bu içerikte bir önem arz etmiyor.
Sadece speaking yapmanın dezavantajlarından birisi de zihnimizin görsel kısmına değinmiyor oluşumuz. Şimdi size İspanyolca yeni bir kelime daha vereceğiz,
“gato”.

Bu kelimeyi hatırlama ihtimaliniz çok daha yüksek. Çünkü hem konuşma içerisinde duydunuz hem görselini gördünüz.
Eğer bir bilgiyi, kelimeyi gerçekten hatırlamak istiyorsak hayatımızdan bir konu ile eşleştirmeli ve beynimize bu “önemli” sinyalini vermeliyiz. Aksi halde zihnimiz o İngilizce kelimeyi silecektir. Çocukluğunuzdan bir “gato” hatırlamaya çalışın. Ne renkti? Neredeydi? Size nasıl hissettirdi? Artık gato size çok da yabancı bir konsept değil.

Baştaki bağlantıyı ne kadar güçlü yaparsak ve diğer becerilerimizle desteklersek hatırlama oranımız o derece artıyor olacaktır.
Sadece konuşma pratiği yapıp zihnimize hiçbir veri girişi yapmazsak elimizdeki ile en iyi sonucu almaya çalışırız ve aslında pek de bir gelişim göstermemiz mümkün olmaz. Sadece antrenman yaparak kas yapamayız, aynı zamanda yemek yiyerek vücudumuzu beslememiz lazım. Dil öğrenmek de tam olarak böyle bir şey, sadece pratik değil aynı zamanda yeni bilgileri eklemeye de ihtiyacımız var.
Peki sürekli bunlarla mı uğraşacağız derseniz de cevabımız hayır.
Retha olarak size özel dersler hazırlarken zaten arka plandaki akademik düşünce ve araştırmalarımızı tüm derslerimize dahil ediyoruz. Siz de gerçek bir İngilizce öğrenme deneyiminin zamanının geldiğini düşünüyorsanız hemen iletişime geçebilirsiniz.
Comments